BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ
Göç Araştırmaları Merkezi (BÜGAM)

 

Refakatsiz Göçmen Çocuk Sorunu Üzerine

                                   Refakatsiz Göçmen Çocuk Sorunu Üzerine: ABD, AB ve Türkiye Özelinde Görünüm
                                                                                                                                                                                         Dr. Alp ASLAN

Birinci Bölüm:
ABD’nin Refakatsiz Göçmen Çocuk Sorunu
ABD hukuk sistemi ve siyasetinde refakatsiz göçmen çocuklar (unaccompanied migrant children - UACs) konusu, insani, hukuki ve politik açıdan oldukça tartışmalı bir sorundur. Bu çocuklar, genellikle Orta Amerika ülkelerinden (Honduras, Guatemala, El Salvador) kaçan ve ABD sınırına ebeveynleri olmadan gelen çocuklardır. Çoğu, şiddet, yoksulluk, insan kaçakçılığı veya aile içi istismar gibi sebeplerle ülkelerinden ayrılmaktadır.


1. Hukuki Çerçeve
ABD’de refakatsiz göçmen çocukların durumu, çeşitli yasalar ve politikalarla şekillendirilmiştir:
a) 2008 Trafficking Victims Protection Reauthorization Act (TVPRA)
George W. Bush döneminde yürürlüğe girmiştir. Bu yasa Orta Amerika’dan gelen refakatsiz çocukları derhal sınır dışı etmek yerine, koruma altına almayı öngörmektedir. Bu çocukların İltica başvurusunda bulunma hakkı vardır ve yasal temsilciyle mahkemede temsil edilebilmektedirler. Bu çocuklardan Meksika ve Kanada’dan gelenler hızlandırılmış sınır dışı prosedürüne tabi tutulmaktadır.
b) Flores Settlement Agreement (1997)
Refakatsiz göçmen çocukların nezarette en fazla 20 gün tutulabileceğini hükme bağlamıştır. Düzenlemeye göre bu süre sonunda bir akrabanın, sponsorun yanına veya barınma merkezlerine yerleştirilmeleri zorunludur.
c) ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı (HHS) Rolü
Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) tarafından yakalanan çocuklar, 72 saat içinde HHS’ye devredilir. HHS, çocukları sığınma evlerine veya bir akrabalarının yanına yerleştirmekle sorumludur.


2. Sorunlar ve Eleştiriler
ABD'deki refakatsiz göçmen çocuklarla ilgili çeşitli sorunlar ve eleştiriler gündemdedir:
a) Sınırdaki Gözaltı Merkezleri ve Koşullar
Çocukların gözaltında tutulduğu “kalabalık merkezler” büyük eleştiri almaktadır. Buralardaki hijyen eksikliği, tıbbi hizmet yetersizliği ve psikolojik travmalar gibi sorunlar sürekli rapor
edilmektedir. 2018’de 1. Trump döneminde, “sıfır tolerans politikası” çerçevesinde ebeveynlerinden ayrılan çocukların gözaltına alınması büyük tepki toplamıştı.
b) Hukuki Temsil Eksikliği
ABD’de göçmen çocukların avukat talep etme hakkı bulunmakta, ancak hükümet onlara ücretsiz avukat sağlamamaktadır. Mahkemeye çıkan birçok çocuk, kendi başına savunma yapmak zorunda kalmaktadır.
c) Sınır Dışı Edilme Riski
Çocukların iltica süreci karmaşık ve uzun sürmekte ve sığınma talebi reddedilen çocuklar sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Çoğu çocuk, ülkelerine geri döndüklerinde çete şiddeti ve ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalabilmektedir.


3. Siyasi Tartışmalar
Refakatsiz göçmen çocuklar ABD siyasetinde büyük bir tartışma konusudur. Başlıca görüşler şu şekildedir:
Demokratlar: Çocukların daha insancıl muamele görmesi gerektiğini savunmakta ve iltica sürecinin kolaylaştırılmasını desteklemektedirler.
Cumhuriyetçiler: Sınır güvenliğinin artırılmasını ve göçmen akışının azaltılmasını savunmakta ve bir kısmı TVPRA’nın değiştirilmesini ve sınır dışı işlemlerinin hızlandırılmasını önermektedir.


Sonuç olarak,
ABD'deki refakatsiz göçmen çocukların durumu, insani kriz ve göç politikaları arasındaki bir denge meselesi olarak görülmektedir. Anayasal ve yasal hukuki korumalar olmasına rağmen, federal ve yerel sistemde kapasite yetersizlikleri, uzun bekleme süreleri ve politik gerilimler nedeniyle çocukların güvenliğini tam olarak sağlayamamaktadır.


İkinci Bölüm:
Avrupa’da Refakatsiz Göçmen Çocuk Sorunu
Avrupa’da ciddi bir refakatsiz göçmen çocuk (unaccompanied migrant children - UMCs) sorunu vardır. Orta Doğu, Afrika ve Güney Asya’dan gelen binlerce çocuk, ailelerinden ayrı bir şekilde Avrupa’ya ulaşmakta ve çoğu zaman kayıp, sömürü veya insan kaçakçılığı gibi risklerle karşı karşıya kalmaktadır.
Avrupa’da kayıp göçmen çocuklar, son yıllarda insan hakları örgütleri ve hükümetler tarafından büyük bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Save the Children, Europol, UNHCR ve diğer insan hakları kuruluşlarının raporlarına göre, Avrupa’ya ulaşan on binlerce göçmen çocuk kaybolmuş durumdadır. Bu çocukların önemli bir kısmı insan kaçakçıları, zorla çalıştırma ağları veya cinsel istismar çeteleri tarafından sömürülme riskiyle karşı karşıya bulunmaktadır.


1. Avrupa’da Kayıp Göçmen Çocukların Sayısı ve Durumu
Europol’ün 2016 raporuna göre, Avrupa’ya gelen 10,000’den fazla göçmen çocuk kaybolmuş durumdadır. 2023 yılı itibarıyla, bu sayı en az 20,000’e ulaşmış durumdadır. Almanya, İtalya, İspanya, Yunanistan gibi ülkelerde refakatsiz göçmen çocukların kaybolma oranının çok yüksek olduğu gözlenmektedir. Kayıp çocukların çoğu, savaş ve ekonomik krizlerden kaçan Orta Doğu, Afrika ve Güney Asya kökenli göçmenlerden oluşmaktadır.


2. Kayıp Göçmen Çocuklar Neden Ortadan Kayboluyor?
a) İnsan Kaçakçılığı ve Organize Suç
Europol raporlarında, insan kaçakçılığı çetelerinin kayıp çocukların büyük bir kısmını fuhuş, zorla çalıştırma ve organ ticareti için kullandığını belirtmektedir. Özellikle Nijerya, Afganistan ve Eritre’den gelen çocukların fuhuş çeteleri tarafından hedef alındığı bilinmektedir.
b) Kötü Barınma Koşulları ve Koruma Eksikliği
Mülteci kamplarında yetersiz güvenlik önlemleri nedeniyle birçok çocuk kendi başına kaçmak zorunda kalmaktadır. Almanya ve Yunanistan gibi ülkelerde göçmen yurtlarında yer kalmadığı için çocuklar sokaklarda yaşamak zorunda kalmakta ve bu durum kaçırılma riskini artırmaktadır.
c) Kaçan Çocukların Yeniden Kaçakçılar Tarafından Kullanılması
Kayıp çocukların bir kısmı, aileleri Avrupa’nın farklı yerlerinde olduğu için kamplardan kaçmakta ve bu süreçte çocuklar insan kaçakçılarının eline düşmektedir.
Özellikle İtalya ve Fransa’daki sığınma merkezlerinden kaçan çocuklar, Avrupa’nın farklı şehirlerinde çalıştırılmakta veya istismara uğramaktadırlar.


3. Avrupa’da Hangi Ülkeler En Çok Etkilendi?
Almanya: 2021’de 7,806 refakatsiz göçmen çocuk kayboldu.
İtalya: Sadece 2022’de 5,000’den fazla mülteci çocuk kayboldu.
Yunanistan: Kamplarda güvensiz ortam nedeniyle yüzlerce çocuk iz bırakmadan ortadan kayboldu.
İspanya: Kuzey Afrika’dan gelen çocuklar, sık sık kaçırılma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.


4. Avrupa’daki Politikalar ve Çözümler Nedir?
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, kayıp göçmen çocuk sorununu çözmek için bazı politikalar geliştirmiş durumdadır:
a) Daha İyi Kayıt ve Takip Sistemi
İtalya, Almanya ve Fransa, göçmen çocukları biyometrik kayıt sistemleriyle takip etmeye başlamış durumdadır. Ancak diğer birçok ülke hâlâ çocukların yeterince izlenmesini sağlayamamaktadır.
b) İnsan Kaçakçılığına Karşı Mücadele
Europol ve Interpol, uluslararası insan kaçakçılığı ağlarına karşı operasyonlar düzenlemeye devam etmektedir. Ancak yeterli denetim ve sınır güvenliği sağlanmadığı için kaçakçılar hâlâ faaliyetlerini sürdürebilmektedir.
c) Daha Güvenli Barınma ve Koruma Programları
Save the Children ve UNICEF, Avrupa’daki göçmen çocuklar için daha iyi barınma merkezleri talep etmektedir. Ancak maddi yetersizlikler ve politik engeller nedeniyle birçok ülke yeterli destek sunamamaktadır.


Sonuç
Avrupa Kayıp Göçmen Çocuk Krizine Çözüm Bulabiliyor mu?
Kayıp göçmen çocuk krizi, Avrupa’nın en büyük insani krizlerinden biri olmaya devam etmektedir. Göç politikalarındaki yetersizlikler ve suç örgütlerinin faaliyetleri nedeniyle on binlerce çocuk kaybolmaya devam etmektedir. Avrupa Birliği’nin daha etkili takip sistemleri, daha güvenli barınma koşulları ve daha sıkı insan kaçakçılığına karşı politikalar geliştirmesi gerekmektedir. Ancak, sorun sadece Avrupa’nın değil, küresel bir insan hakları krizinin parçası olduğu için uluslararası iş birliği şart görünmektedir.


Üçüncü Bölüm:
Türkiye'de Refakatsiz Göçmen ve Kayıp Göçmen Çocuk Sorunu
1. Türkiye'de de refakatsiz göçmen çocuk sorunu var mıdır?

Türkiye'de de refakatsiz göçmen çocuk sorunu bulunmaktadır ve bu sorun, son yıllarda önemli bir insani kriz haline gelmiştir. Türkiye, özellikle Suriye iç savaşı ve Afganistan’daki durum gibi sebeplerle çok sayıda göçmen çocuğa ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye, aynı zamanda Avrupa’ya geçiş noktası olduğu için, refakatsiz göçmen çocuklar için büyük bir geçiş yoludur. Bu çocuklar, genellikle ailelerinden ayrı şekilde Avrupa’ya gitmeye çalışırken birçok zorlukla karşılaşmaktadır.
Türkiye, coğrafi konumu ve göç politikaları nedeniyle Avrupa’ya geçişte önemli bir ülke konumundadır. Orta Doğu, Güney Asya ve Afrika’dan gelen göçmenler için hem transit hem de hedef ülke olan Türkiye, göçmen çocuklar konusunda önemli bir aktördür. Türkiye, Suriye, Afganistan, Irak, Pakistan ve Afrika ülkelerinden gelen göçmenler için Avrupa’ya açılan bir kapıdır. 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’ndan sonra Türkiye, dünyada en fazla mülteci barındıran ülke olmuştur. Afganistan ve Pakistan’dan gelen göçmen çocuklar, İran üzerinden Türkiye’ye giriş yaparak Avrupa’ya ulaşmaya çalışmaktadır.
Suriye iç savaşı nedeniyle Türkiye’ye gelen 3.5 milyondan fazla Suriyeli mülteci bulunduğundan, bunların büyük bir kısmı çocuklardır. 2023 verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 1 milyon Suriyeli çocuk bulunmakta olup, bunlardan bir kısmı refakatsizdir.
Türkiye’deki refakatsiz göçmen çocukların sayısı, net olarak tespit edilememekle birlikte, bu çocukların önemli bir kısmı kayıp durumdadır. İstanbul, Gaziantep ve Hatay gibi büyük şehirlerde kaybolan göçmen çocuk sayısının oldukça yüksek olduğu rapor edilmiştir.


2. Kayıp Göçmen Çocuklar Türkiye’de Nasıl Bir Sorundur?
Kayıp Göçmen Çocukların Türkiye’deki durumu şu şekilde sınıflandırılabilir:
a) İnsan Kaçakçılığı ve Kaybolan Çocuklar
İnsan kaçakçılığı şebekeleri, özellikle Ege kıyılarından Yunanistan’a ve Bulgaristan sınırından Avrupa’ya geçişler için Türkiye’yi kullanmaktadır. Sadece 2022 yılında, 20,000’e yakın refakatsiz göçmen çocuğun Türkiye’den Avrupa’ya geçmeye çalıştığı bilinmektedir. Bu süreçte birçok çocuk, kaçakçılar tarafından zorla çalıştırılmakta veya suç şebekeleri tarafından istismar edilmektedir.
b) Avrupa'ya Geçmeye Çalışırken Kaybolan Çocuklar
Ege Denizi’nde boğulma riski: Türkiye’den Yunan adalarına geçmeye çalışan göçmen çocukların önemli bir kısmı deniz kazalarında hayatını kaybediyor veya kayboluyor. Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya gitmeye çalışan göçmen çocuklar, sınırdaki ormanlık bölgelerde kaybolabilmekte veya kaçırılabilmektedir.
c) Türkiye İçindeki Kaybolan Göçmen Çocuklar
Türkiye’de mülteci kamplarında ve büyük şehirlerde kayıtlı olmayan binlerce çocuk bulunmaktadır. Sokak çocukları, zorla çalıştırılan göçmen çocuklar ve fuhuşa zorlanan
çocuklar, büyük bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Refakatsiz göçmen çocuklar, ailelerinden ayrı yaşamaktadır ve bu durum, çocukların psikolojik sağlığı üzerinde büyük bir etki yaratmaktadır. Aile bütünlüğü eksikliği, çocukların güvenlik, travma ve belirsizlik duygusu yaşamalarına neden olmaktadır.
Sadece İstanbul’da, 2023 yılı itibarıyla en az 3,000 refakatsiz göçmen çocuğun kayıp olduğu tahmin edilmektedir.


3. Türkiye’nin Göçmen Çocukları Koruma Politikaları
Türkiye, Göç İdaresi Başkanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı aracılığıyla göçmen çocuklar için çeşitli koruma politikaları uygulamaktadır:
a) Göçmen Çocuklar İçin Barınma ve Eğitim Politikaları
Geçici Koruma Statüsü (Suriyeliler İçin): Suriyeli çocuklar, mülteci statüsü yerine “geçici koruma” altına alınmaktadır.
Eğitim Hakkı: Türkiye’deki mülteci çocuklar okullara kayıt yaptırabilmekte ancak birçok çocuk eğitimden sosyal ve ekonomik sebepler mahrum kalmaktadır.
Refakatsiz çocuklar için barınma merkezleri: Devlet, refakatsiz göçmen çocukları koruma altına alacak merkezler açmaktadır ancak kapasite halen yetersiz bulunmaktadır.
b) İnsan Kaçakçılığı ve Kayıp Çocuklarla Mücadele
Türkiye, Europol ve Interpol ile iş birliği yaparak insan kaçakçılığına karşı operasyonlar düzenlemektedir. Ancak, sınır güvenliği ve kaçakçılık şebekeleriyle mücadelede yetersizlikler devam etmektedir.
c) Avrupa ile İş Birlikleri ve Geri Kabul Anlaşmaları
2016 Avrupa Birliği-Türkiye Geri Kabul Anlaşması, Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçen göçmenlerin bir kısmının Türkiye’ye geri gönderilmesini öngörmektedir. Ancak, Avrupa’ya geçemeyen göçmen çocukların çoğu, Türkiye’de kayıt dışı kalmakta veya kaçakçılar tarafından yönlendirilmektedir.


4. Türkiye’nin Karşılaştığı Zorluklar Nelerdir?
Göç Yönetimi: Türkiye, dünyada en fazla mülteci barındıran ülke olmasına rağmen, mülteci çocuklar için yeterli altyapıya sahip değildir.
Sınır Güvenliği ve Kaçakçılık: Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-Bulgaristan sınırlarında insan kaçakçılığı büyük bir sorun olmaya devam etmektedir.
Kayıt Dışı Göçmenler: Türkiye’de binlerce göçmen çocuk kayıt dışı yaşadığı için, korunmaları son derce zor olmaktadır.
Avrupa ile İlişkiler: Avrupa Birliği, Türkiye’yi mülteciler konusunda “tampon bölge” olarak görmekte ve iç siyasi ve ekonomik nedenlerle Türkiye’te destek politikaları yetersiz kalmaktadır.
Sonuç
Türkiye’nin Rolü Ne Olmalıdır?
Türkiye, refakatsiz göçmen çocuklar için daha güçlü bir koruma mekanizması oluşturmalıdır.
Sınır güvenliği artırılmalı ve insan kaçakçılığına karşı daha etkin mücadele edilmelidir.
Avrupa Birliği ile daha adil bir göç politikası oluşturulmalıdır.
Göçmen çocukların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi artırılmalıdır.
Türkiye, hem Avrupa'ya geçiş noktası hem de milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapan bir ülke olarak, kayıp göçmen çocuklar krizinde kilit bir aktör durumundadır. Bu yüzden, uluslararası iş birliği ve daha etkin koruma politikaları Türkiye için büyük bir önem taşımaktadır.